mührü şerif duası ve tılsımı

İnceMagnet (1mm) Ve Kalın Magnet (5mm) Herhangi bir magnet modelimizi ince veya kalın magnet seçeneği ile sipariş verebilirsiniz. İnce magnetlerde kalınlık 1 mm civarıdır. (yaklaşık kredi kartı kalınlığı). Arkası tamamı mıknatıs ile kaplıdır. Orjinal mürekkep ve parlak fotoğraf kağıdı kalitesiyle hazırlanmaktadır. Ahit sandığı ve Hz Süleyman’ın yüzüğü mührü bulundu. Hz Mehdi hayatta olabilir mi? Kıyamet alametleri gerçekleşmeye devam ediyor! Ahit sandığı Kuran, İncil ve Tevrat’ta anlatılıyor. Kıyamete yakın ortaya çıkarak Hz mehdi nin eline geçecek. Peki dünya da yaşanan gelişmelere baktığımızda Hz Mehdi hayatta diyebilir miyiz? İçindekiler1 Ahit Sandığı Nedir?2 Mührü Şerif İle Korunma Değerli Mucizedua Takipçileri, Her türlü bela, korku, cinlerin şerrinden ve kötülüklerden korunmak için oldukça mücerrep olan bir korunma tılsımını sizlerle paylaşmak isteriz. Bu tılsımı temiz bir kağıda dilediğiniz vakit, safran mürekkebi ile yazınız. Kim bu Peygamber Efedimiz’in Mührü Şerifini üzerinde taşırsa korunduğunu Kendinize ailenize ve sevdiklerinize alabileceğiniz nadide bir hediyedir. Bu kolye, hem erkekler hem de bayanlar tarafından rahatlıkla kullanılabilir. Faziletleri anlatılmakla bitmez. İnsana bereket, manevi güç ve kudret verir Bu mübarek mührü şerif yüzü suyu hürmetine, evinize zenginlik gelir. Masonlarınönem verdikleri sembollerden biri de, Eski Mısır mimarisinin öğelerinden olan dikili taşlar. Obelisk – tepesi piramit şeklinde olan dik ve uzun bir sütundur. Bu anıtlar içinde yer alan ve Dikilitaş (Obeliks) olarak bilinen sütun İstanbul’da yer alan en eski anıttır. MÖ. 1479-1425 tarihleri arasında hüküm Site De Rencontre Payant Par Sms. Etiket Tılsım Mührü Şerif İle Korunma Mührü Şerif İle Korunma Değerli Mucizedua Takipçileri, Her türlü bela, korku, cinlerin şerrinden ve kötülüklerden korunmak için oldukça mücerrep olan bir korunma tılsımını sizlerle paylaşmak isteriz. Bu tılsımı temiz bir kağıda dilediğiniz vakit, safran mürekkebi ile yazınız. Kim bu Peygamber Efedimiz’in Mührü Şerifini üzerinde taşırsa korunduğunu hissedecektir. Bu konuda asla şüphe etmesine gerek yoktur. Yazılacak Mührü Şerif Kelime manasıyla Süleyman’ın mührü anlamına gelen mührün şekli aslında kesin değildir. Belli bir tarihten sonra kabul edilmiş olan ve şimdi İsrail bayrağında yer alan sembol İslam dünyasında da yüzlerce yıl kutsal olarak kabul edilmiş cami medrese ve geçitlerde mezarlıklarda yüzüklerde padişahların gömleklerinde tılsım olarak yerini almıştır. Daha sonraları ise farklılık yaratmak için sembol bazen doksan derece çevrilerek kullanılmıştır. Batı dünyası bazen büyü kitaplarında bazen noterlik işareti olarak, basımevi markası sonraları bir çok akımın sembolü olmuştur. Peygamber’in yüzükle olan ilgisi onun bir imtihandan geçişi şeklinde ele alınır. Yokluğunda bir cariyesine emanet ettiği yüzük mührü bir cin onun görünümünü alarak ele geçirir. Yokluğunda pek çok fitne fesat hazırlar, örneğin tahtına büyü kitapları koyar ve iftira atar. Oysa Hz. Süleyman yüzüğün yokluğunda kendine dönecek ve gücünün kaynağı olan asıl çekirdeğini özünü bulacaktır. Yüce Kitabımız Kuran-Kerim bu konuya atfen şöyle der. "Süleyman’ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı.” Bakara Suresi / 102 Ayrıca Neml suresi’nde Peygamberin gelişini duyan karınca beyinin kendi halkına seslenişi efsanevi Seba Melikesi’nin tahtının göz açıp kapayana dek ışınlanışı ve olağanüstü pek çok şey anlatılır. Karınca vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler.” Neml / 18 "Kendinde Kitap’tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi "Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm.” Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu "Rabbimin lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor. Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Ganî’dir, cömerttir.” Neml / 40 "Onlar Süleyman için, mihraplardan/kalelerden, heykellerden, havuzlar gibi çanaklardan, yerinden kaldırılamaz kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davûd ailesi, şükür olarak iş yapın! Kullarım içinden şükredenler o kadar az ki! ” Sebe / 13 "Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun ölümünü, değneğini yiyen dâbbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi. Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı.” Sebe / 14 ” Yüzük kimdeyse Süleyman Odur " Yahudi inanışlarına göre emanetlerinin bulunduğu yerin daha sonra Haçlı Seferleri sırasında Kudüs’te arandığı, Tapınak Şövalyelerinin yerini bulduğu ve kutsal bazı emanetlerle Avrupa’ya döndükleri iddia edilmiştir. Kimileri kutsal kadeh Graal’ı, kimileri Felsefe Taşı’nı, kimileri ise Mühr-ü Süleyman’ı bulduklarını düşünmüşlerdir. Tapınak Kral Süleyman’dan sonra yağmalanacaktır ancak o zamana kadar dan beri nesilden nesile saklanan Hz. Musa’nın emaneti olan Ahid Sandığı’nı orijinal Tevratın levhalar halinde içinde bulunduğu Tabut-i Sekine muhafaza edecektir. Günümüzde kabul gören sembol göğün ve yerin birleşimini gösterir. İki üçgenin biri göğe biri yere dönüktür. Sembol bir yönüyle insan varlığının maddi bedenini ve ruhunu, bundan oluşan bütünü, bir yandansa dişil ve eril prensipleri, maddi ve manevi değerlerin bütünlüğünü gösterir. Doğunun Yin ve Yang’ına benzer bir semboldür. Dünyaya giriş ve çıkış noktalarını temsil eder. Kimi farklı bakışlar ise şekilde iki piramit görür. Özellikle Selçuklu dönemi paralarında ve eserlerinde sıkça kullanılan sembol artık günümüzün gerilimli zaman ve dünyasında İslam ve Hıristiyan toplumlarınca terkedilmiş hatta anlamı bilinmediğinden bir çok tarihi eserde de tahrip edilmiştir. Süleyman peygamberlerin en zenginlerinden ve kendisine krallık verilen bütün cinleri,perileri,hayvanları,rüzgarları ve tüm doğa olaylarını da bu vasıta ile yönetip hayvanlarla konuşabilen bir peygamberdi. Süleyman parmağındaki yüzük bütün cinleri toplayabilme ve egemenliği altına alabilme özelliğine sahipti. Fakat Süleyman vefat ettikten sonra yüzüğü kayboldu. Çünkü bu yüzüğe kim sahipse bütün cinn ve hayvanları yönetebilecekti. Bu mühür, Yahudilere aittir, Mason işaretidir diyenler için; Osmanlı Zamanından örnekler vermek istiyorum. Tarihimizi biraz araştırsak bilmediğimiz ne gerçeklerle karşılacağız fakat! Müslümanlar olarak İlk İlahi Emir'in '' İkra'' Olduğu gerçeğinin, ne yazıkki şuurunda HAYRETTİN PAŞA SANCAĞI Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nde bulunan mübarek sancak sancağının en üstünde نصرا من الله ففتح قريب فبشر المؤمنين يامحمد Nasr'un minallahi ve fethun kariybun ve beşşiril mü'mi-niyne» "Allah'tan bir yardım ve yakın bir fetih vardır. Ya Muhammed Mü'minlere müjde ver" Saff Suresi 13. ayet-i kerimesi bulunmaktadır. Sancağın ortasındaçatal şeklindeki kılıç ise Hz. Ali'nin meşhur kılıcı Zülfikar'dır. Dikkatli bakılınca görülen kılıcın yanındaki beyaz el,"pençe-i al-i aba"dır. Bu el Hz Muhammed kızı Fatma, damadı Hz. Ali ve torunları Hasan ve Hüseyin olmak üzere 5 kişiyi temsil etmektedir. Sancağın dört köşesinde bulunan hilal içerisindeki yazılarda4 halifenin Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ömer ve Hz. Ali'nin isimleri yazılıdır. Sancağın alt ortasındaki iç içe iki üçgenden oluşan yıldız Hz. Süleyman mührü ise geçmişte müslümanlar tarafından yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir. Bugün Yahudi Sembolü olarak görülen altı köşeli yıldız daha önceleri Türk İslam eserlerinde sıkça kullanılmıştır. -Süleyman aleyhisselam’ın mührü 6 köşeli bir yıldızdır. Kuran’ı Kerim’de Hadid suresinin 4. Ayetinde yerlerin ve göklerin 6 günde yaratıldığı bildirilmiştir. Bu mühür bu ayete işaret etmektedir. Yerlerin ve göklerin sırrı mührü Süleyman da gizilidir. Ayrıca bu mühürde nice sırlar gizlidir. Tabi su sırları ehli olanlar anlayabilir. Süleyman aleyhisselam bu mührü yüzük olarak kullanmıştır. Ecdadımız ise camilerde, tılsımlı gömleklerinde, İslami motiflerde, sancaklarda ve vefklerinde bu yıldızı sık sık kullanmışlardır. Bu yıldıza hürmet gösteren aşağılanmış ve lanetlenmiş Yahudiler bu yıldızın ne anlama geldiğini bildiklerinden ve hürmet gösterdiklerinden şu an dünyada söz sahibidirler. Düşünün ki Allah’ın lanetlediği Yahudiler bile bu yıldızlara hürmetleri sebebiyle nelere sahip olmuşlardır. Asla ve asla bu yıldız Yahudilere atfedilmemelidir. Bu yıldızı onlara atfetmek onların değirmenine su taşımak çoğu bunu Yahudilerin sanmaktadır. Bilerek veya bilmeyerek bunun propagandasını yapmaktadırlar. Ecdadımız ile ilgili bu yıldızı kullandıkları için; Yahudiler içlerine sızdı gibi aslı astarı olmayan iftiralar atılmaktadır. Be akıllı Müslüman Osmanlı 600 sene İslam’a olan hizmetinden dolayı hüküm sürmüş. Osmanlı hemen her yerde bu yıldızı kullandı ve kullanımına izin GAZİ TÜRBESİNDE MÜHR-Ü SÜLEYMAN DESENLİ VE ÜZERİNDE "EL-İSLAM" YAZAN BİR SELÇUKLU MEZAR TAŞI, NİKSAR, TOKAT İç içe iki üçgenden oluşan yıldız şeklindeki Hz. Süleyman mührü geçmişte müslümanlar tarafından yaygın olarak kullanılan ve Mühr-ü Süleyman olarak bilinen Rahmani bir simgedir. İstanbul'daki yüzlerce yıllık tarihe sahip pek çok caminin tavan, duvar ve cam süslemelerinde d...e Mühr-ü Süleyman deseni bulunmaktadır. Mühr-ü Süleyman, İslam tezyini sanatlarının metal, ahşap, mimari, dokuma gibi pek çok dalında da nakış amaçlı kullanılmıştır. Taş, ağaç, cam, kağıt vb. satıhlarda merkezî motif niyetine kullanılmıştır. Tekke vb. mekanların kubbe veya tavan nakışlarında yahut medhal sövelerinde Mühr-ü Süleyman desenleri bulunur. Anadolu Selçukluları, Artukoğulları ve İlhanlılar'ın eserlerinde bilhassa kubbelerin kilit taşlarında sık rastlanır. Osmanlılar'da ise başta hamam kubbe delikleri olmak üzere mezar taşları, cami tezyinatları, padişah gömlekleri, sancaklar, anıtlar ve kemer kilit taşlarıyla çini, seramik gibi mimariyi ilgilendiren hususlarda, mutfak eşyalarında, çeşmelerde, sebillerde, madeni paralarda, giyim eşyaları ve takılarda kullanılmıştır. Nitekim Barbaros Hayreddin Paşa’nın, "rüzgara hükmedebilmek maksadıyla" sancağına Mühr-ü Süleyman motifi nakşettirmesi de bu geleneğin bir neticesidir. Türk-İslam tarihinde sıkça kullanılan bu "altı köşeli yıldız" deseni zaman içinde "Seal of David Davut Yıldızı" adıyla Yahudi ve Masonlar tarafından da sıklıkla kullanılmaya başlandı. Yahudiler bu şekli kutsal kabul edip sancak, flama ve muskalara işleyerek büyücülük tılsımı yaptılar. Bu şeklin Yahudiler tarafından bir sembol olarak sıklıkla kullanılmaya başlanması ve özellikle İsrail Devleti ile siyasi bir nitelik kazanmasıyla birlikte günümüzdeki müslümanlar tarafından kullanımı da o oranda azalmıştır. FARKLI KAYNAKLARDAN MÜHRÜ SÜLEYMANTürk-İslam Sanatında Mühr-i Süleyman Motifi18 Mart 2010 KategoriGenel 2 Yorumlar muhr_i_suleyman1 MediumTürklerin İslamiyet’i kabulünden önceki dönemlerinde ortaya koydukları mîmarî yapılarda ve sanatsal uygulamalarda hayvan figürlerinin ve kimi sembollerin kullanıldığı, kimi zaman da bu figürlerin ve sembollerin simetrik biçimde işlendiği bilinmektedir. Örneğin, Hun kültürü kurdu bir simge olarak kabul etmiş, madenî levhâlarda, kemerlerde, kılıç kabzalarında kurt figürlerine yer Medium 13. Yüzyıl başlarına ait bir sancakHakezâ kurt, Türk mitolojisinin ve edebiyâtının da önemli bir simgesi olagelmiş ve 12 Hayvanlı Türk Takvimi’nden de anlaşılacağı üzere, Türklerin sosyal yaşamlarına da yansımıştır. Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra ise aynı kültür unsurları devam etmekle birlikte, İslamiyet’in de etkisiyle belirgin hayvansal figürler yerini daha ziyâde üslûplaştırılmış bitki figürleri ile hendesî geometrik tezyînat süsleme unsurlarına bırakmıştır. Bu anlayış Osmanlı’ya kadar süregelmiş ve Osmanlı döneminde hemmimaride, hem de el sanatları ve kitap sanatlarında en müşahhas tezyînî örnekler ortaya konmuştur. Bu tezyînî örnekler nicelik ve nitelik bakımından zenginlik bahşettiği için, ilgimizi çeken ve incelenmeye değer bir tarafı olan hendesî bir motifi; Mühr-i Süleyman’ı ve Türk Sanatı’ndaki yerini bu satırlarda sizlerle paylaşmak Yüzyıl Kapı DetayıMühür, üstünde bir insanın adı kazılı, metalden, değerli ya da yarı değerli taşlardan yapılan küçük damgalardır. Bir zincire takılarak boyunda ya da küçük bir kese içinde cepte taşınır. Yüzük biçiminde olup parmağa takılanlarına hâtem’ denir. Mühür, altına basıldığı yazıya resmi bir içerik kazandırır. Bilinen en eski mühür ise Hz. Süleyman’ın, Mühr-i Süleyman Süleyman’ın Mührü üst üste yerleştirilmiş biri ters, biri düz iki eşkenar üçgenden oluşmuş altı köşeli yıldız biçiminde bir işaret taşıyan yüzüğüdür. Hâtem-i Süleyman’ olarak da bilinen Mühr-i Süleyman’ın İngilizce kullanımı, “Seal of David”, “Star of David”, “David’s Shield” ve “Magen David” Hayrettin Paşanın Sancağıİslam dünyasında “Mühr-i Süleyman” olarak bilinirken Yahudi dünyasında “Davud Yıldızı” adıyla anılır. Terimle alakalı en geniş ansiklopedik bilgi ise “Magen David” başlığı ile Encyclopedia Judiaca’da yer almaktadır. Mühr-i Süleyman motifi, özellikle Yahudiler tarafından bir amblem olarak kullanılmaya başlandıktan sonra dikkat çekmeye başlamıştır. Oysa, Mühr-i Süleyman motifi mitolojik zamanlardan ve İslam öncesi doğu kültürlerinden itibaren sıklıkla tekrarlanmıştır. Bu doğu kültürlerinde, madde ile mânâ, iyi ile kötü, güzel ve çirkin, kadın ve erkek gibi tezatlıkları sembolize etmiştir. Yahudi ilâhiyatına göre altıgen mührün üzerindeki yıldızın köşelerinde İbrahim, İshak, Yâkûb, Mûsâ, Hârûn ve Dâvûd peygamberlerin isimleri yazılıdır. Yine aynı inanışa göre Süleyman peygamber bütün yaratıkları bu mühür yüzükle buyruğu altına almıştır. Eski kültürlerden itibaren mitolojik unsurların revaçta olması, dinî inançlara bağlı kimi astrolojik çıkarımlar o kültür bünyesinde yaşayan toplumları sembollerle ilgilenmeye ve o sembollere bir takım doğa üstü anlamlar izâfe etmelerine sebebiyet vermiştir. Bunlardan en yaygın olanı ise Mühr-i Süleyman’ın şer güçlerden korunmak için bir tılsım özelliği taşımasıdır. Bunun içindir ki Yahudiler arasındaki büyücülük faaliyetleri yaygınlaşmıştır. Mührün ilâhi himayeyi sembolize ettiğine inanan Yahudiler, mührün üzerindeki altıgen yıldızı muskalara, flama ve sancaklara nakşetmişler ve bu şekle kutsiyet MediumTürklerin İslamiyet’e girdikleri erken devir Türkistan paralarının yüzeylerinde de köşeli yıldız ve güneş motifleri çoktur. Selçuklu sikkelerinde de yer alan bu köşeli güneş ve yıldız motifi, Mühr-i Süleyman adı ile İlhanlı ve Osmanlı ikonografisine de geçecektir. İslam kültür ve medeniyetinde Hz. Süleyman aleyhisselâm ve sahip olduğu mucizeler, Kur’an ve hadislerle sabit olduğu için Mühr-i Süleyman motifinin Türk-İslam toplumu üzerinde ayrı bir etkisi olmuştur. İbn Mâce’den rivayet edilen bir hadisde “Kıyametten önce yeraltından elinde Süleyman’ın mührü ve Mûsâ’nın asâsı olduğu halde bir dâbbe çıkacak ve asâsıyla Müslümanların yüzünü aydınlatacak, mührüyle de kâfirlerin yüzünü mühürleyecektir” denilmesi, Mühr-i Süleyman’ın İslam âlemine girmesine vesile olmuştur. Ancak Mühr-i Süleyman İsrâiliyât İsrâîlî kaynaktan rivâyet edilen kıssa veya hâdise dan da beslenerek konuyla ilgili farklı rivâyetlerin, hikâyelerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. İslam Ansiklopedisi’nin Mühr-i Süleyman manevî bir zırh niteliği taşımaktadır. Anadolu’da olağanüstü güçlere sahip olma arzusuyla gücünü Allah’tan aldığına inanılan ve böylelikle uğursuzluğu ve şer güçleri bertaraf etmenin yegâne sembolü olan Mühr-i Süleyman, “ev sahibini ev yaşamında hikmetli kılmak” maksadıyla kapı tokmaklarında DetayıÜsküdar Yeni Vali Camii’nin revaklı avlu kapısı üzerindeki Celî Sülüs hattın altında ve Barbaros Hayreddin Paşa’nın rüzgara hükmedebilmek maksadıyla sancağında da Mühr-i Süleyman motifi mevcuttur. Bunların yanında, Osmanlı sarayı için dikilen gömleklerde de çok sık rastlanmaktadır. Özellikle Topkapı Saray Koleksiyonu içerisinde yer alan şifalı ve tılsımlı gömleklerin ön cephelerine işlenmiştir. Mühr-i Süleyman, dîvân şiirine ve halk şiirine ilham kaynağı olmuştur. Ünlü şair Baki’nin, “Mest olup uyurken öpmüş la`l-i cânânı rakib / Ehremenler hâtemi almış Süleyman bîhâber” derken Kanûnî Sultan Süleyman döneminde yaşamış olmanın hazzıyla mevcut kültür birikimini bu iki mısra ile somutlaştırmıştır. Şeyhî de, “Güzellik içre hatm eder ol la’l hâtemi / Ger nakş olursa mühr-i Süleymân’a leblerin” diyerek sevgiliyi zamanın Süleymân’ı olarak algılar. Halk şairlerinin kelâmında ise, “Lebinden nûş ettim beni söyledir / Ne çâre sevdiğim kader böyledir / Ak göğsün üzeri uzun yayladır / Mühr-i Süleymân’a dahi yol vermez Ruhsatî” mısralarıyla hüsn-ü kabul görmüştür. Plâstik sanatların pek çok dalında tezyînî bir unsur olarak görmeye aşînâ olduğumuz hendesî çizgilerden oluşan sonsuzluk motifi gibi Mühr-i Süleyman motifinin Türk sanatında sıklıkla tekrarlanmış olmasının önemli nedenlerinden birisi de Müslüman sanatkârın din ve sanat tasavvurudur. Bu tasavvur içerisinde doğanın ilâhi kudret tarafından büyük bir tecessüs ile insanoğluna bahşedilmesi ve bu tecessüsün sanata yansıyışı irdelenmeye değerdir. Zîrâ Müslüman sanatkâr ortaya koyduğu eserle birlikte bir anlam arayışını gündeme getirmektedir. Ünlü Mona Lisa, Vitruvius Adamı ve Son Akşam Yemeği tabloları ile tanıdığımız Rönesans dönemi İtalyan ressam, mimar ve mucidi olan Leanordo di ser Piero da Vinci 1452-1519 kendi sanat görüşü bağlamında “Ey değerler arayan adam, doğanın meydana getirdiği biçimleri oldukları gibi tanımak ve kabullenmekle yetinme. Kendi halinde beliren biçimlerin kökünü araştır” diyerek esasında doğanın âhengini kavramak bakımından bir yöntem SarayıNetice olarak evrensel bir takım kültür ve medeniyet unsurları tarihin farklı dönemlerinde hemen her millet tarafından kullanılmış ve sanatsal ürünlere yansıtılmıştır. Bu ürünleri, mensup olduğumuz medeniyet tasavvuru içerisinde kavramaya ve anlamaya çalışmak yegâne vazifemizdir. İşte bu evrensel kültür havzasından neşet etmiş olan Mihr-i Süleyman motifi dün olduğu gibi bugün de gizemini korumakta ve tılsımını sanata ve sanatkâra üflemektedir. Kaynaklar AYVAZOĞLU Beşir, Aşk Estetiği, İstanbul 2002. BAYRAM Sadi, “Türk Kültüründe Mühr-i Süleyman’ın Yeri”,Kültür ve Sanat, Sayı 37, Ankara 1998, BERGİL Mehmet Suat, Doğada Bilimde Sanatta Altın Oran,İstanbul 1993. ÇAM Nusret, “Türk ve İslam Sanatlarında Altı Kollu Yıldız Mühr-i Süleyman, Prof. Dr. Yılmaz Önge Armağanı, Konya1993, ÇAVUŞOĞLU Mehmed, Necati Bey Divânı’nın Tahlîlî, İstanbul 1971. ESİN Emel, Orta Asya’dan Osmanlı’ya Türk Sanatı’nda İkonografik Motifler, İstanbul 2004. DUWKINS J. “The Seal of Solomon”, JRAS 1944. HÜLYA Tezcan, Topkapı Sarayı’ndaki Şifalı Gömlekler, İstanbul İNAN Abdülkadir, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara1986. KOÇ Turan, İslam Estetiği, İstanbul 2008. KUŞOĞLU Zeki, “Türk Sanatında Mühr-i Süleyman”, İlgi, Sayı61, İstanbul 1990, MASSIGNON Louis, Din ve Sanat, İstanbul 1962. MUTLU Özgen, “Mimaride Simgeler, Üsküdar’ın Kapı Tokmakları”, Uluslararası Üsküdar Sempozyumu, Bildiriler, İstanbul 2007. Selçuk, Anadolu Türk Mimarisinde Geometrik Süslemeler Selçuklu Çağı, Ankara 1982. MÜLAYİM Selçuk, Değişimin Tanıkları Ortaçağ Türk Sanatında Süsleme ve İkonografi, İstanbul 1999. ÖGEL Bahaddin, Türk Kültür Tarihine Giriş, Ankara 1984. ÖZÖNDER Hasan, Ansiklopedik Hat, Tezhip Sanatları Deyim ve Terimleri Sözlüğü, Konya 2003. PALA İskender, Ansiklopedik Dîvân Şiiri Sözlüğü, İstanbul 1995. PALA İskender, “Mühr-i Süleyman” maddesi, DİA, ŞERİATİ Ali, Sanat, İstanbul 2004. YÜCEL Erdem, İslam Öncesi Türk Sanatı, İstanbul Aydın Çakırtaş, Araştırmacı, Kütüphaneci. Marmara Ünv. Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk İslam Sanatları Ana Bilim Dalı, MA. MÜHRÜ SÜLEYMAN ÖZEL KOLEKSİYON İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ ==> “Mührü Şerif İle Korunma” üzerine 32 yorum Güncel konular uzun zamandır gelmemekte ne zaman paylaşıma başlayacaksınız Bir hafta içerisinde paylaşımlara başlayacağız. Tesekkurler hocam. Ama bana cesart icin dua ve ya tilsim lazimdi. Neyi önerirsiniz bu siteden? Selam hoca. Bunu çizemessek neyapalım? Sitemizdeki diğer korunma dualarını okuyun o vakit. Merhabalar, çıktı alıp üzerinden tekrar geçebilirmiyiz hocam? Çok teşekkür ederim. Kağıtta normal mürekkep olmaması gerekiyor. Sadece safran olmalı kağıtta. hocam sağolun emeğinize boşandığım eşimi geri döndürmek için ne olurmusunuz? Hocam yaklaşık 4 aydır birşey paylaşmıyorsunuz dualarınızı bekliyoruz Merhabalar hocam size bir sorum var benim cocugmun 4tasi var hep diyor ALLAHu akber anne ALLAHu akber bu cocuk bu sozu hergun diyor bunun sebebi nedir Hocam uzun zamandır dua paylaşmıyorsunuz Selamun aleykum büyü yada şirke girmez degilmi,tılsımin büyü ile alakasi yok degilmi Kağıdı katlayıp mıskanın içine koysak olurmu?o yuvarlak çizgileri de mi çizicez? 2 sorumuda lütfen cevaplayın. görüldüğü gibi çizilecek ve katlayabilirsiniz İyİ günler hocam fotokopi cektirsek yınede olurmu yazmamız şartmı Hayır, yazılması gerek bunu kopyasalaz olur mu ? Hocam Yazmanız gerek Selâmün Aleyküm Doğaüstü güç lerle ilgi paylaşım ne zaman atarsınız bayadır bekliyorum yeni sırlı bilgi için Hocam bu mührü şerifi bilgisayardan çıktı alsak taşısak olurmu, illaki safran mürekkebi alıp onlamı yazmamız gerekiyo Çıktı kesinlikle olmaz Hocam kağıdı katlamalımıyız Katlayabilirsiniz Hocam Safran mürekebi yerine kurşun kalem olurmu Safran daha efdaldir. Ama bulamazsanız mecbur kurşunkalem ile yapmanız gerek. cok guzel Hocam mührü serifle beraber kagida yazmamiz gereken birseyler varmi kendi ismimiz ay’ın gün,ün saat’in tilsimi gibi vs. Gerek yok. Bunlar yeterlidir. Tesekkur ederim hocam cevabiniz icin Kağıt olarak hangisini kullanmalıyız ? Kağıt fark etmiyor. Teşekkürler Bir cevap yazın Şeytan'ın Mührü Obeliks - Dikili Taşlar Dikili Taşların Sırrı Nedir Dikilitaş Obeliks yüksek, daire veya dört kenarlı tepeye doğru incelen taştan anıttır. Çoğu kez belirli bir kişiyi ya da olayı anmak için yapılır. Antik dikilitaşlar tek bir taştan oluşurdu. Dikilitaşlar antik Mısır mimarisinin önemli bir bölümünü oluşturur ve güneş tanrısı Ra’yı sembolize ederdi. Günümüze ulaşabilmiş bilinen 27 antik Mısır dikilitaşı vardır. Romalılar dikilitaşlara büyük bir ilgi duymuşlardır. Bugün Roma’da, Mısır’da kalanlardan daha fazla dikilitaş dikilidir. Aslında bunların çoğu Roma döneminin bitişiyle yıkılmış devrilmiş daha sonra farklı yerlerde yeniden dikilmişlerdir. Roma dışındaki en ünlü dikilitaşlar Londra ve New York City’de bulunan ve Kleopatra’nın İğneleri olarak anılan bir çift dikilitaştır. Evliya Çelebi İstanbul’un her türlü felaketten korunması için, şehrin farklı yerlerine, değişik tılsım mahiyetinde taşların dikilmiş olduğundan sözeder. Çelebi, bu tılsımların çoğunun “ses çıkarmak veya çığlık atmak” suretiyle istenilen etkiyi oluşturduklarından bahseder. Sultanahmet Meydanı’nında Dikilitaş, Yılanlı Sütun ve Örme Sütun yer alır. Üzerinde Mısır Tanrılarından Amun-Ra ve Horus anılmakta ve Thutmosis’in yüceliğinden bahsedilmektedir. Dikilitaş, Bizans dönemi boyunca uzun yıllar Hipodrom’da meydana gelen çeşitli politik olaylara, araba yarışlarına, ayaklanma ve cinayetlere tanık olmuştur. Türklerin dönemi boyunca, taş yabancıların ilgisini çekmiş, resimler ve gravürlere konu olmuştur. Osmanlı döneminde de Hipodrom’da taş çevresinde birçok olay olmuş ve toprak yükselerek kaidenin alt kısmı gömülmüştür. Masonların önem verdikleri sembollerden biri de, Eski Mısır mimarisinin öğelerinden olan dikili taşlar. Obelisk – tepesi piramit şeklinde olan dik ve uzun bir sütundur. Bu anıtlar içinde yer alan ve Dikilitaş Obeliks olarak bilinen sütun İstanbul’da yer alan en eski anıttır. MÖ. 1479-1425 tarihleri arasında hüküm süren Firavun III. Thutmosis tarafından iktidarının 30. yılı nedeniyle Karnak’ta bulunan tapınağın önünü diktirilen ve firavunun zaferlerini anlatan bu anıt, kırmızı Asuan granitinden yapılmış olup, orijinal yüksekliğinin metre olduğu bilinmektedir. Dikilitaş ilk olarak Mısır firavunu III. Tutmosis tarafından MÖ 15. yüzyılda yaptırılmış ve Karnak tapınağının yedinci pilonunun güneyine dikilmişti. Roma imparatoru II. Constantius MS 357 yılında dikilitaşı Nil ırmağı üzerinden İskenderiye şehrine getirtti. Daha sonra, MS 390 yılında imparator I. Theodosius dikilitaşı gemi ile İstanbul’a getirterek Hipodrom’da şimdiki yerine diktirdi. Efsaneye göre Dikilitaş’ın dibinde; altın suyuna batırılmış, tunçtan, tılsımlı bir adam heykeli vardı. Tacirler parayı, Adil’ adını verdikleri bu heykelin avucuna sayarlar ve bu tılsımlı heykelin avuçları kapandığı zaman, alınan mal için belirlenen fiyatın adil olduğuna inanırlardı. Daha güneyde yer alan ve Örme Sütun olarak bilinen ikinci anıt ise, imparator Constantin VII. Porfirogenetos 944-959 tarafından yenilenmiş olup, bugün hâlâ bağlantı kenetlerini gördüğümüz bronz plakalarla kaplatılmış bir anıttır. Latin istilası sırasında üzerinde bulunan bronz plakalar sökülerek eritilmiş ve yaklaşık 800 yıldır görüldüğü şekilde varlığını sürdürmüştür. Sütunu yaptıran, Porfirojenetos adıyla da bilinen 7. Konstantin. Sütunun tepesine, ortadasındaki demire tutturulan mıknatıslı bir taş koydurarak kıyamete kadar yıkılmasını engellemek istemiş. Örme dikilitaşın bugün toprak seviyesinin altında kalan mermer kaidesinin diğer yüzünde ise 6 mısralık Grekçe şöyle bir yazıt bulunuyor “Bu dört köşeli heybetli ve harika anıt, zamanla harap olmuşken, şimdi İmparator Constantinus ile devletin şanı olan oğlu Romanos tarafından önceki görüntüsüne nispetle daha iyi duruma getirildi. Rodos kolosu harikulade idi, bu bronz anıt ise hayranlık yaratmaktadır.” Kolos, Rodos Limanı ağzında bulunan ve dünyanın 7 harikasından biri sayılan devasa ölçülerdeki Apollon Heykeli’dir. İki dikilitaşın arasında bulunan Burmalı Sütun ise MÖ. 478 yılında Grek şehir devletlerinin Plataia’da Perslere karşı kazandığı zafer şerefine hazırlanmış olup Delphoi’deki Apollon Mabedi’nin önünde dikilmiştir. Yunan mitolojisine göre Apollon, kuvvet, kudret ve güzellik tanrısıdır. Kötülüklerin temsilcisi Piton yılanını öldürür. 31 Yunan kolonisi Perslere karşı yaptıkları savaşı kazanınca ele geçirdikleri metal ganimetleri eriterek bir tütsü sehpası ile altından bir kazan yaptırır. Sonra da bunu Delphi’deki Apollon Mabedi’ne sunar. Bu sütunun adı birbirine dolanmış üç yılandan gelir. Bu yılanların başları üç ayak şeklinde olup altın bir kazanı desteklemektedir. İçinde hiç söndürülmeyen bir ateş yanan bu kazanın, MÖ. 357-346 arasında savaş masraflarını karşılamak için eritildiği anlatılır. İstanbul’un başkent olarak yeniden yapılanması sırasında muhtemelen 324’te bulunduğu yerden alınarak Spina duvarı üzerine dikilen bu anıtın başlarından birinin kırıldığını, böylece o güne kadar İstanbul’u yılan, çıyan, akrep gibi hayvanlardan koruyan bu tılsımın bozulduğunu ve şehre bu hayvanların doluştuğunu Evliya Çelebi aktarmaktadır. Kral Pozantin döneminde Surende adlı filozof, İstanbul’daki yılan, çıyan ve akrep gibi zehirli hayvanların yok olması için bugün Sultanahmet’te “At Meydanı” olarak anılan meydana 10 arşın yüksekliğinde tunçtan üç başlı burma bir ejderha heykeli dikti. Zamanla halk arasında, İstanbul kenti içinde zehirli ve ürkütücü hayvanların bu sütun sayesinde asla yaşayamayacağı inancı oluşup yayıldı. Evliya Çelebi Seyahatname’sinde şöyle bahseder Bu direk üç başlı ejderha suretini gösterip başının birisini bir yeniçeri, kılıç ile bir vuruşta kırmıştır. O tarihte kısmen tılsımı bozulmuş olup İstanbul içine yılan, çiyan ve akrep misali hayvanlar yayılmıştır.”… o dönemde at meydanında “şeşber” adıyla özel bir oyun oynanırmış. Bu oyun oynanırken, Fatih Sultan Mehmet’in kimine göre de bir yeniçerinin yanlışlıkla şeşber ile yılanlı sütunun, yılan başlarından birinin çenesini kırdığı anlatılmaktadır. Bu duruma tanık olan dönemin patriği, acele ile koşturmuş ve “Medet!” diye feryat figan bağırmıştır ve Sultana dönerek de “bu, şehri türlü çıyandan ve yılandan ve de akrepten korumakta olan bir tılsımdır. Bunu kırarsanız kenti bir çok haşereler basar” diye devam etmiştir. Sultanın bunun üzerine, oyunu başka meydana taşıdığı söylenmektedir. Fakat söylentilere göre, kentte 40 gün kadar çıyanlar, yılan ve akrepler görülmüş ve bugünden sonra halk bu anıtlara zarar vermemek için daha fazla özen göstermiştir. yilanli-sutun Obelisk, tepesi piramit şeklinde olan, tek parça, dikine uzun bir kuledir. Obelisk sözcüğünün tanımı uyarınca, her dikili taş obelisk değildir. Obelisk olabilmesi için, en kesitinin kare veya dikdörtgen şeklinde olması zorunludur. Bu en kesit, aşağıdan yukarıya doğru giderek daralır; tepede bir piramit gibi sivri bir uçla sonuçlanır. Obeliskler ve üzerlerinde taşıdıkları Eski Mısır figürleri, masonlarca kendi sembolleri olarak kabul edilir. Üzerlerinde Eski Mısır yazıları olan dikili taşlar asırlardır toprağın altında gizli kaldıktan sonra 19. yüzyılda New York, Londra, Paris gibi kentlere götürüldü. Dikili taşların en büyüğü ise masonların eliyle ABD’ye yılında Mısır Emiri tarafından ABD’ye hediye edilen ve Kleopatra’nın iğnesi denilen sütun şu anda New York’un Merkezi Parkı’nda Central Park Araştırmacı-Yazar Üstad Mason John A. Weisse, Obeliks ve Franmasonluk adlı kitabında Obeliks’i şöyle tarif eder “Eski mısırın mirası Obeliks dünyadaki birçok masonların ve localarında sembolüdür. Hiram Süleyman Tapınağının iki sütunu Jakin ve Boaz’ı yaparken Obeliks’den ilham almıştır. Obeliks Kabala’da ihtişamlı gücün, kudretin bir tasviri görüntüsüdür. Obelisk yönüyle ezoterik anlamlar taşımaktadır. “Dul Kadın” sembolü Eski Mısır kökenlidir. Osiris – Eski Mısırlıların inandıkları bir erkek tanrıdır. Isis de Osiris’in karısıdır. Efsaneye göre, Osiris kıskançlıktan doğan bir cinayetin kurbanı oldu ve Isis dul kaldı. Masonların “dul kadın” ı da bu Isis’tir. Bununla ilgili olarak masonlar şöyle der; “Masonlar için en önemli olaylardan biri Isis tapınağının rahipleri arasına kabul edilmesi için yapılan sınavdır. Bu rivayette ışık en önemli unsurlardan biridir Şarkın karanlıklarına gömülmek için öğleden sonra aşağı inmeye başlayan sabah güneşi tanrı Osiris’in görevini her gün yapar. Tıpkı öldürülen babasının yerine daha parlak şekilde geçen Horus gibi. Ve nihayet, evladı olduğumuz dul kadın Osiris’in karısı İsis’ten başkası değildir.” Osiris Seth tarafından öldürülerek 14 parçaya ayrılır. Kız kardeşi İsis bunlardan 13’ünü bularak birleştirir ve kayıp 14. parça olan cinsel organ yerine çamurdan yenisini yapar. Bu durum tarih boyunca sütun ve dikili taşlarla sembolize edilmiştir. Mucir duası Resulullah’tan saa’ rivayet edilen şanı yüce bir duadır; bu duayı Hazret Makam-ı İbrahim’de namaz kılarken Cebrail ona getirmiştir. Kef’amÎ “Beledu’l-Emin” ve “Misbah” adlı eserinde bu duayı kaydetmiş ve onun haşiyesinde onun faziletine değinerek bir yerde şöyle demiştir Kim bu duayı Ramazan ayının on birinci, on ikinci ve on üçüncü günlerinde okursa, günahları, yağmur taneleri, ağaçların yaprakları ve çölün kumlarının sayısınca olsa bile bağışlanır. Bu duayı hastanın şifa bulması, borcun ödenmesi, zengin olmak, gam ve kederlerin giderilmesi için okumak etkilidir. Dua şöyledir “Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla Münezzehsin ey Allah, yücesin ey rahman, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey rahim, yücesin ey Kerim bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey sultan, yücesin ey malik, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey kuddüs, yücesin ey esenlik veren, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey korkanlara güven veren, yücesin ey alemdekileri kontrol eden, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey izzet ve iktidar sahibi, yücesin ey kahredici, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey kibriya sahibi, yücesin ey ulu, bizi cehennemin ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey yaratan, yücesin ey var eden, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey şekillendiren, yücesin ey takdir eden, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey hidayet eden, yücesin ey baki olan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey bağışta bulunan, yücesin ey tövbeyi kabul eden, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. MÜnezzehsin ey -rahmet kapılarını- açan, yücesin ey rahatlık veren, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey efendim, yücesin ey mevlam, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey yakın, yücesin ey gözeten, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey icat eden, yücesin ey-öldükten sonra- geri döndüren, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey övülmüş, yücesin ey yücelik sahibi, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey kadim, yücesin ey azim, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey günahları bağışlayan, yücesin ey şükredenlere nimet veren, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey tanık, yücesin ey şahit, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey şefkatli, yücesin ey lütufta bulunan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey -öldükten sonra- diriltip kabirden çıkaran, yücesin ey -alemdekiler öldükten sonra onların- varisi, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey dirilten, yücesin ey öldüren, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey şefkatli, yücesin ey refik, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey can dostu, yücesin ey munis, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey ulu, yücesin ey cemak sahibi, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey işlerden haberdar olan, yücesin – kulların durumunu- gören, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey ikram sahibi, yücesin ey zengin, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey ma’bud, yücesin ey mevcut, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey günahları bağışlayan, yücesin ey kahreden, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey anılan, yücesin ey şükredilen, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey cömert, yücesin ey kendisine sığınılan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey güzellik sahibi, yücesin ey ulu, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey tüm varlıklardan önce olan, yücesin ey rızık veren, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey vaadi sadık olan, yücesin ey aydınlığı yaran, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey -kullarının duasını- duyan, yücesin ey çabuk -kabul eden- , bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey yüksek makam sahibi, yücesin ey yoktan var eden, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey faal, yücesin ey ulu, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey hüküm veren, yücesin ey razı olan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey galip, yücesin ey tertemiz, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey bilen, yücesin ey hakim, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey sürekli, yücesin ey kendiliğinden ayakta olan, ve varlıkları ayakta tutan bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey koruyan, yücesin ey bölen, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey zengin, yücesin ey zengin eden, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey vefa eden, yücesin ey güçlü, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey yeten, yücesin ey şifa veren, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey öne geçiren, yücesin ey geriye bırakan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey varlığın başı, yücesin ey varlığın sonu,bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey zahir, yücesin ey batın, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey ümit edenlerin ümidi, yücesin ey ümitlerin mercii, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey nimet sahibi, yücesin ey ihsan sahibi, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey diri, yücesin ey ayakta tutan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey yegane, yücesin ey tek olan -Allah- , bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey efendi, yücesin ey ihtiyaçsız, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey kadir, yücesin ey büyük, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey vali alemin sultanı, yücesin ey üstün, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey yüce, yücesin ey en yüce, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey emir sahibi, yücesin ey Mevla, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey yaratan, yücesin ey var eden, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey düşüren, yücesin ey yükselten, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey adaletli, yücesin ey dağınıkları bir araya toplayan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey izzet veren, yücesin ey alçaltan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey koruyucu, yücesin ey koruyan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey kudret sahibi, yücesin ey iktidar sahibi, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey çok bilen, yücesin ey çok sabırlı, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey hakem, yücesin ey hekim, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey bağışta bulunan, yücesin ey -bağışı- engelleyen, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey zarar veren, yücesin ey yarar veren, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey duayı kabul eden, yücesin ey hesaba çeken, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey adil, yücesin ey ayıran, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey latif, yücesin ey şerif, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey Rabb, yücesin ey Hakk, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey şanı yüce, yücesin ey tek olan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey affeden, yücesin ey intikam alan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey rahmeti geniş olan, yücesin ey genişlik veren, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey rauf, yücesin ey şefkatli, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey bir olan, yücesin ey tek olan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey herkesin sınırını koruyan, yücesin ey kuşatan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey -kulların işlerinin- vekili, yücesin ey adalet, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey aşikar, yücesin ey sağlam, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey ihsan sahibi, yücesin ey çok seven, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey reşid doğru görüşlü, yücesin ey mürşid, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey nur, yücesin ey nur verip aydınlatan, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey yardımcı, yücesin ey yardım eden, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey çok sabırlı, yücesin ey sabreden, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey sayan, yücesin ey icat eden, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey arınmış, yücesin ey cezalandıran, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey imdada koşan, yücesin ey varlıkların sığınağı, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey yaratan, yücesin ey hazır, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin ey izzet ve güzellik sahibi, yücesin ey iktidar ve yücelik sahibi, bizi cehennem ateşinden koru, ey koruyan. Münezzehsin, senden başka ilah yoktur, münezzehsin, şüphesiz ben zalimlerdendim, biz de onun duasını kabul ettik ve onu tasadan kurtardık. İşte biz inananları böyle kurtarırız. Allah’ın salatı efendimiz Muhammed’e ve onun bütün Ehlibeyt’inin üzerine olsun. Hamd alemlerin Rabbi Allah’a hastır; Allah bize yeter; O ne güzel vekildir. Güç ve kuvvet ancak yüce ve ulu Allah’tandır.” __________________ Tweet Paylaş

mührü şerif duası ve tılsımı