özel hayatın gizliliği hangi durumlarda geçersiz sayılır

Bunlar, hayatın genel ve özel yönleridir. Hayatın özel yönü de “özel hayat” ve “hayatın gizli alanı” olmak üzere ikiye ayrılır [91]. Hayatın genel yanı, korunacak bir gizliliği bulunmadığından konumuz dışında kalır. Mesela, kamuya açık yerlerdeki davranış ve sözler herkes tarafından görülüp dinlenebilir. Amaç MADDE 1. (1) Bu Kanunun amacı, kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektir. yetkilendirmesidir Mahkeme, bu davada, haberleşmenin gizliliği hakkına müdahalenin ancak kanun yoluyla öngörülmesi (presc­ ribed by law, prevue par la loi) gereğini söyledikten sonra, "ka­ nunun, özel hayata ve haberleşmenin gizliliğine saygı bağlamında kullandığı terimler yeterince açık olmalıdır. Hangi durumlarda ve Özelhayatın gizliliği hangi durumlarda geçersiz sayılır? Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin “ Özel Hayat ” maddesinde özel hayatın gizliliğinin geçersiz sayılabileceği başlıca durumlar şöyle sıralanıyor: “Büyük bir suç yahut yolsuzluk üstüne araştırma ve yayın. Bubilgileri istenilen tüm durumlarda kullanılabilir. Bu bilgiler ziyaretçi hareketlerinin izlenmesi, kişiye özel içerik sağlanması durumlarında kullanılacaktır. Sitemiz içerisinde başka sitelere de bağlantılar bulunmaktadır. performans.net adlı web sitemiz diğer sitelerin gizlilik politikaları ve içeriklerinden sorumlu Site De Rencontre Payant Par Sms. Özel hayat, Türk Dil Kurumu tarafından “kişilerin kendine özgü yaşayışı, yaşama tarzı, kendisini ilgilendiren tutum ve davranışı” olarak tanımlanmıştır. Aynı zamanda Anayasanın 20. maddesinde “Herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” denilerek kişinin özel hayatı anayasal koruma altına alınmıştır. Özel hayatın gizliliğinin ihlali suçu ne demektir? Bir suç olarak tanımlanan özel hayatın gizliliğinin ihlali ise ilgili anayasa maddesinin bir uzantısı olup Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ilgili suç eylemi anayasal koruma altına alınmış bir hakkın ihlalinin somutlaştırılmış, yaptırım altına alınmış halidir. Böylelikle özel hayata saygı hakkı ve özel hayatın gizliliği hakkı korunmakta; kişilerin gizli yaşam alanına rızaları dışında girilmesini veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının saptanması ve kaydedilmesini cezalandırılmak amaçlanmaktadır. Bu düzenleme ile yalnızca özel hayatın “gizli alanına” karşı yapılan müdahaleler suç kapsamında değerlendirilebilir. Örneğin bireyin sinema veya tiyatroya gitmesi, havuza girmesi, spor yapması da özel hayattır. Fakat toplumun diğer bireyleriyle aynı alanlarda yapılan bu faaliyetler “özel hayatın gizliliği” kapsamına alınabilecek faaliyetler değildir. Özel hayatın gizliliği, kişisel faaliyetlerin toplumun diğer bireyleri tarafından bilinmesinin istenmediği noktada başlar. Özel hayat kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içerir. Bu nedenle, kamuya açık alanda bulunulması, bu alandaki her görüntü veya sesin dinlenilmesine, izlenilmesine, kaydedilmesine, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterildiği anlamına gelmez. Ancak, sürekli bir kişiye yönelik takip içermeyen ve özel yaşam alanına dahil olmayan olay ve bilgiler bu kapsamda değerlendirilemez. Örneğin salt MOBESE sisteminin varlığı bu suçun oluşması için yeterli değildir. Ancak özellikle bir kişinin izlendiği, kamera ile kayıt altına alındığı ve bu görüntülerin basın yayın yoluyla topluma aktarılması artık özel hayatın gizliliğinin ihlali suçuna vücut verir. Görüldüğü üzere bir eylemin özel hayatın gizliliğinin ihlali suçu oluşturup oluşturmadığının tespiti son derece hassas bir konu olup somut duruma ve olaya göre değişebilmektedir. Bu noktada konu ile ilgili emsal oluşturan yargıtay kararlarında, bir olay ya da bilginin, özel hayat kapsamına girip girmediğini belirlenirken, kişinin toplum içindeki konumunu, mesleğini, görevini, kamuoyu tarafından tanınıp tanınmadığını, dışa yansıyan davranışlarını, rıza ve öngörülerini, sosyal ilişkilerini, içinde bulunduğu fiziki çevrenin özelliklerini ve müdahalenin derecesi gibi ölçütlerin dikkate alınması gerektiği vurgulanmaktadır. Özel hayatın gizliliğinin ihlalinin nitelikli hali ne anlama gelir? Bu suçun görüntü veya ses kayıt suretiyle işlenmesi suçun nitelikli hali olarak tanımlanmış olup bu durumda cezanın bir kat arttırılacağı düzenlenmiştir. Ancak özel hayatın gizliliğinin ihlalini oluşturan görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi ise TCK 134/2 gereği suçun nitelikli hali değil bağımsız bir suç olarak düzenlenmiştir. Önemle belirtmek gerekir ki burada ifşadan kasıt aleniyet değildir. Diğer bir ifade ile ses ve görüntülerin sayısız kişi tarafından öğrenebileceği şekilde ifşası şart değildir. Mühim olan yetkisiz üçüncü kişinin bu ses ve görüntülere mağdurun belirli olacağı şekilde ulaşmasıdır. Örneğin, bir parkta bir kişinin gizlice kaydedilmiş sesini dinleten kişinin bu fiili, sesi kimse duymasa bile özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun nitelikli şeklini oluşturur. Hemen belirtmek gerekir ki, görüntü ve seslerin ifşası, ifşayı sağlamaya elverişli araç ve gereçlerle sosyal medya, telefon mesajları vs. yapılırsa özel hayatın gizliliğinin ihlal suçunun nitelikli şekli meydana gelir. Özel hayatın gizliliğinin ihlali suçuna ilişkin bazı örnekler Bu suç tipine ilişkin en sık rastlanan örneklerden birisi de kişinin eski sevgilisi ile yaşadığı özel anılarına dair görüntü ve ses kayıtlarının eski sevgilisinin yeni sevgilisine veya eşine verilmesi eylemi ifşa yolu ile özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesidir. Bu durumda Yargıtay, suçun unsurlarının oluştuğu ve mahkumiyet kararı verilmesi yönünde hüküm kurmuştur. Yargıtay kararlarına göre elde edilen görüntülerin şantaj yapılarak kullanılması suretiyle de söz konusu suç işlenebilmektedir. Bu suçun sadece yaşayan kişiler için geçerli olduğu ve sadece yaşayan kişilerin bu haklarının ihlal edilebileceği unutulmamalıdır. Bu sebeple ölmüş kişilerin fotoğraflarının basında tahkir edici bir şekilde yayınlanması bu suçu değil TCK’nın 130. maddesinde düzenlenen kişinin hatırasına hakaret suçunu oluşturacaktır. Günümüzde sıkça rastlanan başkası adına sosyal medya hesabı açarak fotoğrafların paylaşılması olayları özel hayatın gizliliğinin ihlali suçunu oluşturur. Ancak burada şu ayrıma dikkat çekmek gerekmektedir. Kişinin yayınlanan fotoğrafları özel hayatın gizliliği kapsamında korunan görüntüler olması halinde suçun oluşacağı kabul edilmektedir. Yoksa örneğin kişinin Facebook profil fotoğrafının alınıp sahte hesapta kullanılması veya vesikalık bir resminin sahte hesapta kullanılması TCK’nın 134. maddesinde yer alan suçu değil TCK’nın 136. maddesinde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma suçunu oluşturacaktır. Çünkü kişinin vesikalık fotoğrafı kişisel veri niteliğindedir. İlgili Diğer Yazılar Özel hayatın gizliliği ve ihlal edilmesi Özel hayatın gizliliği nedir? Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi özel yaşamı, aile hayatını, konutu ve haberleşme özgürlüğünü korumaktadır. Birbiri ile bağlantılı söz konusu dört hak bir madde içerisinde koruma altına alınmıştır. Bunun sebebi dört hakkın da aslında “özel hayat” ile iç içe olmasıdır. Özel hayat sınırı kişisel faaliyetlerin toplumun diğer bireyleri tarafından bilinmesinin istenmediği noktada başlar. Özel hayat kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısından ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel olayları ve bilgilerin tamamını içerir. Özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi bir suçtur. Bu suç Türk Ceza Kanunu’nun 134. Maddesinde düzenlenmiştir. Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin kamera veya başka bir araç kullanarak görüntü veya seslerin kayıt cihazı veya da telefon ile kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde mahkeme cezayı arttırır. Özel hayatın ifşası Türk Ceza Kanunu bu ihlalin görüntü ve kayıtların hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi durumunda suçu işleyen kimseyi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırır. İfşa etmekten kasıt verilerin herkes tarafından görülecek şekilde yayınlanmasıdır. Kişinin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Özel hayatın ifşası suçu; elde edilmiş olan ses veya görüntü kayıtlarının ifşasıyla, yayılmasıyla, yani yetkisiz üçüncü kişiler tarafından öğrenilmesinin sağlanmasıyla oluşur. Cezanın arttırılması için bu ifşa hukuka aykırı olmalıdır. Özel hayata ilişkin ses veya görüntü kayıtlarının, savcılığa veya mahkemeye verilmesi, duruşmada görüntülerin izlenmesi veya seslerin dinlenmesi halleri suç sayılmaz. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde bile iki yıldan beş yıla hapis ceza verilecektir. Bir parkta bir kişinin gizlice kaydedilmiş sesini dinleten kişinin bu fiili, sesi kimse duymasa bile cezanın arttırılmasını gerektirir. Görüntü ve seslerin ifşası, ifşayı sağlamaya elverişli araç ve gereçlerle sosyal medya, telefon mesajları vs. yapılırsa özel hayatın gizliliğinin ihlal suçunun nitelikli yani ağır cezayı gerektiren şekli meydana gelir. Ancak özel yaşamın ihlali suçunda; eğer kişi bu duruma “rıza” gösterirse, kendisi özel yaşamının öğrenilmesine ya da özel yaşamına karışılmasına onay verirse bu durum hukuka uygunluk yaratacağından ceza verilmeyecektir. İzinsiz çekilen fotoğraflar Bireyin kendisinin izni olmadan fotoğrafının çekilmesi özel hayat gizliliğinin ihlaline girer.. Bu durumda kişinin izni alınmamışsa, kişi en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına giderek bir dilekçe ile suç duyurusunda bulunabilir. Sonrasında ise savcılık makamı şikayet dilekçesini değerlendirir. Yeterli delillerin bulunması halinde kamu davası açılarak yargılama başlar. "Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" isimli düzenleme, dün 4 Nisan Adalet Komisyonu'nda kabul edilerek TBMM Genel Kurulu'na sevk edildi. Tasarıyla, özel hayatla ilgili bilgilerin haberleştirilmesi suç olmaktan çıkıyor. Tasarı yasalaşırsa, bir internet sitesine yüklenen bütün özel bilgiler, özel hayatın gizliliği yasasının korumasından çıkacak ve basında yayınlanabilecek. Hukukçular, bu maddenin "kişilerin itibarsızlaştırılmasında kullanılacağını" ifade ediyor. Tasarının, yasadışı dinlemelerin önlenmesi ve gazetecilerin soruşturmaları haberleştirmeleri nedeniyle ceza almasının engellenmesi amacıyla hazırlandığı açıklanmıştı. Hakkında suç isnadı olmayanlar da dinlenecek Türk Ceza Kanunu'nun TCK yasadışı dinlemelerle ve adil yargılamayı etkilemeyle ilgili maddelerinde değişiklik öngören tasarıda şu düzenlemeler yer alıyor * Tasarıyla özel hayata ilişkin görüntü veya seslerin ifşası, 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılıyor. Ancak ifşanın "hukuka aykırı yapılmaması halinde" ceza verilmeyecek. * İstihbarat faaliyeti çerçevesinde, hakkında suç isnadı bulunmayan kişiler arasındaki telefon konuşmalarının dinlenmesi ve kayda alınmasının suç oluşturmayacak. * Dinleme kayıtlarının, soruşturma sonunda iddianameye konularak kamuya açık hale getirilmesi suç olmaktan çıkıyor. Sanıkların özel hayata ilişkin konuşma ve bilgileri iddianameye girdikten sonra yayınlanması suç oluşturmayacak. * Tasarıya göre, haberleşme ya da özel hayatın gizliliği ihlal edilerek elde edilen kayıt, bir kere ifşa edilmişse, sonradan haber yapılması suç oluşturmayacak. Yasadışı dinleme kaydı, seks kaseti ve benzeri yasadışı materyallerin tamamı, herhangi bir internet sitesine yüklendikten sonra haberleştirilebilecek. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti TGC Başkanı Orhan Erinç, "tasarının aynen yasalaşması halinde özel hayatın gizliliği ilkesini yok saymanın hukuka uygun hale geleceğini, bundan da en çok gazetecilerin zarar göreceğini" söyledi. Erinç şöyle konuştu "Ceza infaz kurumlarının kapısında sıraya girmiş yüzlerce gazeteci ve yazarı dikkate alınca yasaya "evet" demem gerekiyor. Gazetecilik mesleğinin, gazetecilerin, özel yaşamın gizliliği ve masumiyet karinesi kavramlarının geleceğini dikkate alınca da "hayır" demek zorundayım. TGC'nin 1998'de yürürlüğe koyduğu ve Tüzük hükmünde olan "Türkiye Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi"nde şu mesleki kurallar yer alıyor * Gazeteci kamuya mal olmuş bir şahsiyet bile olsa, halkın haber alma, bilgilenme hakkıyla doğrudan bağlı olmayan hiçbir amaç için, izin verilmedikçe özel yaşamın gizliliğini ihlal edemez. * Kamu yararı adına özel hayatın gizliliğinin geçersiz sayılabileceği durumlarda bile hayatın kamuya açılan kesiti konuyla doğrudan ilgili olmalı. * Gazeteci, sanıkların ve suçluların akrabalarını, yakınlarını, olayla ilgili olmadıkça veya olayın doğru anlaşılması için gereği bulunmadıkça teşhir etmemeli. Tasarıya yansıyan yaklaşım ile gizliliğin iddianamelerle ya da bir yayın organı ile ifşa edilmesi halinde kaldırılmış ve saldırıya açık hale getirilecek olmasının sakıncalarına dikkat çekiyorum." AS/EÖ Özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi hem cezai hem de hukuki tazminat sorumluluğa yol açabilir. Yazı İçeriği1 Özel Hayata Müdahalenin Hukuki Sonuçları Önleme, Durdurma, Tespit ve Kişinin Hayat Alanı2 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu ve Cezası3 Habersiz Çekilen Cinsel İçerikli Boşanan Eşlerin Habersizce Ses Kaydı Alması, Haksızlık Mağdur Tarafından Daha Önce Paylaşılan Fotoğrafların Hukuka Aykırı Olarak Farklı Nev’iden Fikri İçtima Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve Müstehcenlik Özel Hayata Müdahalenin Hukuki Sonuçları Önleme, Durdurma, Tespit ve Tazminat TMK m. 24 kişilik hakkına karşı yapılan müdahalelere karşı koruma getirmişse de kişilik hakkının kapsadığı haklar belirtilmemiştir. Doktrinde ve mevzuatta özel olarak birden çok kişisel değer düzenlenmiş olsa da aslında bunlar sadece genel olan kişilikhakkının spesifik hallerini oluşturur. Bu nedenle kişilik hakkı, çerçeve bir hak olarak kabul edilir. Kapsadığı haklara kişinin özel yaşamı, sesi, resmi, adı, hayat ve sağlığı, şeref ve haysiyeti üzerindeki hakkını örnek gösterebiliriz. Kişinin Hayat Alanı Özel yaşam hakkından söz edebilmemiz için hayatın hangi alanlarının buna dahil olduğunu tespit etmemiz gerekmektedir. Doktrinde kabul gören Kuşak Teorisi ya da diğer adıyla Alanlar Teorisi ayrımına göre hayat alanları ortakkamuya açık alan, özel alan ve gizli alandan ibarettir. Kamuya açık alan Toplum içinde meydana gelmesi veya ilgili kişinin verdiği aleniyet sebebiyle herkesçe bilinen olaylardan oluşan hayat çevresine, kamuya açık alan denir. Özel alan Kişinin kamudan saklı tuttuğu ve güvendiği sınırlı kişiler tarafından bilinmesini istediği olaylardan oluşan alandır. Gizlilik alanı Kişinin üçüncü kişilerden gizlediği ya da sadece kendilerine açıkladığı kişilerce bilinmesini istediği olayları içeren alana gizlilik alanı denir. Bu üçü arasından özel alan ve gizlilik alanı, kişilik haklarından özel yaşam hakkı kapsamında korunacaktır. Kamuya açık alanda ise bir gizlilik söz konusu olmasa dahi, bu alanda gerçekleşen olayların şeref ve haysiyeti zedeleyecek şekilde açıklanması veyahatırlatılması şeref ve haysiyete saldırı niteliğini taşıyabilmektedir. Özel hayatının gizliliği ihlal edilen kişi, ihlal devam ediyorsa bunun durdurulmasını, gözetleme bitmiş ancak etkileri devam ediyor ise hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir. Ayrıca henüz özel hayatına yönelik müdahale yapılmamış olsa da buna dair bir tehlike varsa, önleme tedbiri alınmasını da talep etme hakkı vardır. Mağdur ayrıca maddi ve/veya manevi tazminat davalarını açarak parasal tatmin de sağlayabilir. Tazminat istenirken somut duruma göre haksız fiil sorumluluğuna dayanılabileceği gibi sözleşmesel sorumluluğa da dayanılabilir. Cinsel Tacizden Farkı “…Sanığın, mağdurun başkalarının görmesini ve bilmesini istemediği özel yaşam alanı kapsamında bulunan iç çamaşırlarına bakmak için mağdurun kişisel eşyalarını koyduğu çekmeceyi karıştırdığı ve yatak odasında yalnız başına iken mağdura ait iç çamaşırlarını görüp, bunlardan birini cinsel amaçlı olarak kullanmak için mağdurun haberi olmaksızın gizlice yerinden aldığı dikkate alındığında, sanığın, mağdurun bilgisine ulaşmaması için çaba gösterip, mağduru hedef almaksızın gerçekleştirdiği cinsel isteklerini tatmin maksadına yönelik hareketleri ile mağdurun özel hayatına ilişkin eşyalarına rızasına aykırı şekilde müdahale etmekten ibaret ve iddianamede cinsel taciz olarak tarif edilen eyleminin, TCK’nın 134/1-1. madde, fıkra ve cümlesinde tanımlanan ve genel kastla işlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu anlaşıldığından…” Y. 12. Ceza Dairesi 2019/442 E. , 2019/10583 K. TCK m. 134’de düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, yalnızca kasıtlı olarak işlenebilen, teşebbüsü ve iştiraki mümkün olan suçlardandır. Kanun koyucu ilgili maddede suçu tanımlamış olmakla beraber özel hayatın ne anlama geldiği üzerinde durmamıştır. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin tanımına göre Özel hayat; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olaylarını ve bilgilerin tamamını içerir. Bir olayın ya da bilginin, özel hayat kapsamına girip girmediği belirlenirken, kişinin toplum içindeki konumu, mesleği, görevi, kamuoyu tarafından tanınıp tanınmadığı, dışa yansıyan davranışları, rıza ve öngörüleri, sosyal ilişkileri, içinde bulunduğu fiziki çevrenin özellikleri, müdahalenin derecesi gibi ölçütler göz önüne alınmalıdır. Suçun temel hali bir ile üç yıl arasında hapis cezasını gerektirirken, suç görüntü ve/veya ses kaydı alınarak gerçekleştirilmişse verilecek ceza bir kat artırılır. Bu görüntü ve seslerin hukuka aykırı biçimde ifşa edilmesi ihtimalinde ise ifşa eden kişi hakkında iki ile beş yıl arasında hapis cezasına hükmedilir. Özel hayatın gizliliğini ihlal eden kişi bir kamu görevlisiyse ve bu eylem yetki kötüye kullanılarak işlenmişse ceza bir kat artar. Ayrıca kamu görevlisi olmamakla birlikte ifa edilen meslek ya da sanatın kolaylığından faydalanarak suç işlenmişse hükmedilen ceza yine bir kat artırılır. Örneğin kamerayla izlenen bir odanın geçici olarak soyunma odası olarak kullanılması halinde odada bulunan kameraların kapatılması gerekir. Buna rağmen kasıtlı olarak kameraları açan güvenlik görevlisi hakkında verilecek ceza nitelikli halin şartları oluştuğundan daha ağır olacaktır. Habersiz Çekilen Cinsel İçerikli Görüntüler Gizlice cinsel içerikli görüntü çekme eyleminin mağduru yetişkinse özel hayatın gizliliğini ihlalden hüküm kurulur. Fakat bu, TCK m. 139 gereği şikayete bağlı bir suç olduğundan, mağdur belirlenemezse ceza da verilmez. Diğer yandan TCK m. 135’de düzenlenen kişisel verilerin kaydedilmesi ise şikayete tabi değildir. Fakat 12. Ceza Dairesi, bu tür görüntülerin TCK kapsamında kişisel veri olarak nitelendirilemeyeceği görüşündedir. Mağdurun çocuk olduğu hallerdeyse özel hayatın gizliliğini ihlal suçuyla birlikte müstehcenlik suçu da işlenmiştir. Dolayısıyla farklı neviden fikri içtima hükümleri uygulanarak daha ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan hüküm kurulur. Müstehcenlik şikayete tabi olmayan, re’sen kovuşturulabilir bir suç olduğundan mağdur tespit edilemese bile ceza verilir. “…sanığın, yaşı küçük mağdurların haberleri olmadan etek altı görüntülerini cep telefonuna kaydetmesi şeklindeki eylemlerinin, mağduru sayısınca TCK’nın 226/3. maddesinin ilk cümlesindeki müstehcen görüntülerin üretilmesinde çocukların kullanılması suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşerek TCK’nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlâl suçundan açılan davada, şikayet yokluğu gerekçesiyle düşme kararı verilmesi, Kanuna aykırı…” Y. 4. Ceza Dairesi 2021/31435 E. , 2021/29897 K. “…suça sürüklenen çocukların fikir ve eylem birliği içinde matematik öğretmeni olan katılanın etek altı görüntüsünü çekip, facebook üzerinden arkadaşlarına göndermeleri şeklinde sübut bulan eylemlerin TCK’nın 134/1 ve 134/2. maddelerinde düzenlenen ve bir birinden bağımsız suç olan görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ile zincirleme şekilde görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturduğu gözetilmeden, kaydetme ve ifşa eylemlerinin tek bir suç oluşturduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması…” Y. 12. Ceza Dairesi 2017/4937 E., 2018/2232 K. Boşanan Eşlerin Habersizce Ses Kaydı Alması, Haksızlık Yanılgısı Resmi nikahlı eşi olan katılan …’ın olumsuz tutum ve davranışlarından dolayı evlilik birliğinin ve müşterek hayatın çekilmez hale geldiğini iddia eden sanık …’nın, katılanla fiilen ayrı yaşadıkları dönemde, aile içi geçimsizliğin nedenleri ve müşterek çocukları hakkında katılanla yaptıkları telefon görüşmelerini gizlice kaydetmek ve bu kayıtları boşanma davasına sunmak suretiyle TCK’nın 133/1-3. madde ve fıkralarında tanımlanan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu işlediği iddiasına konu olayda;Ses kayıtlarındaki görüşmelerin yüz yüze değil, telefon aracılığıyla gerçekleşmesinden dolayı iddianamede kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu olarak nitelendirilen eylemlerin, iddianame anlatımı gözetilerek, TCK’nın 132. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal ve aynı Kanun’un 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebileceği; ancak, katılana ait ses kayıtlarını, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığı gerekçelerine dayalı olarak ilk derece mahkemesinin mahkumiyet hükmü kaldırılarak, sanık hakkında CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat hükümleri kurulmasına ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin kararında dosya kapsamına göre bir isabetsizlik 12. CD., 2019/3738 E., 2020/842 K. Mağdur Tarafından Daha Önce Paylaşılan Fotoğrafların Hukuka Aykırı Olarak Yayımlanması Sanığın, “…” isimli sahte facebook hesabında, mağdura ait facebook hesabından ele geçirdiği fotoğrafı, profil resmi olarak kullanmaktan ibaret eyleminde, mağdurun daha önce kendi facebook hesabında yayımladığı fotoğrafının, mağdurun başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyeceği özel hayatına ilişkin görüntü olarak kabul edilemeyeceği; ancak, mağdurun özel yaşam alanına ilişkin olmayan kişisel veri niteliğindeki fotoğrafını, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle facebook hesabı üzerinden yayımlayan sanığa, iddianamede eyleminin tarif edildiği de nazara alınıp, CMK’nın 226. maddesi uyarınca TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasının uygulanması ihtimaline binaen ek savunma hakkı tanındıktan sonra, sanığın verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanık hakkında TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasında düzenlenen görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması… Kanuna aykırı olup…Y. 12. CD., 2019/984 E., 2020/216 K. Farklı Nev’iden Fikri İçtima Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve Müstehcenlik 3- Sanık …’in, mağdur … ile arkadaş iken mağdur tarafından kendisine gönderilen mağdurun çıplak fotoğraflarını, arkadaşlık ilişkilerinin sona ermesine tepki olarak, facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yayımladığı ve yayımlanan çıplak fotoğrafları tanıklar … ile …’ın gördükleri kabulüne konu olayda;Mağdurun fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak fotoğraflarını, onun bilgisi ve rızası dışında ifşa eden sanığın eyleminde TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluştuğu; ayrıca, 13 yaşındaki mağdurun, cinsel arzuları tahrik ve istismar eden, toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı nitelikteki müstehcen görüntüsünü, internet üzerinden yayımlayan sanığın TCK’nın 226/5. madde ve fıkrasında tanımlanan müstehcenlik suçunu da işlediği, bir fiili ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanığın, TCK’nın 44. maddesi gereğince, daha ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, mağdura ait fotoğrafların onun rızası olmaksızın internette yayımlandığı kabul edilmesine rağmen mağdurun yaşı ve tespit edilen fotoğrafların özellikleri dikkate alınmaksızın, eylem sadece görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması,4- Kabul ve uygulamaya göre deSanık hakkında uzlaştırma kapsamında olmayan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dava açılmasından dolayı soruşturma evresinde uzlaştırma yoluna gidilmediği; ancak, kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu eylemin 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1-a madde, fıkra ve bendi gereğince uzlaşma kapsamında olan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında, CMK’nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, uzlaştırma işlemleri tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı olup…Y. 12. CD., 2019/3737 E., 2020/843 K

özel hayatın gizliliği hangi durumlarda geçersiz sayılır