velayeti annede olan çocuğun babaya gitmek istememesi

Site De Rencontre Payant Par Sms. Ağustos 21, 2019 Boşanmaya karar veren çiftlerin karşılaştığı problemlerin başında gelen velayet, eşlerin bazı durumlarda karşı tarafa zarar vermek için kullandığı bir araçtır. Velayette hırslar yerine çocuğun iyiliği düşünülmelidir. Velayette yaşı küçük ve bakıma muhtaç çocukların velayetinin babaya verildiği çok nadirdir. Velayet babaya veriliyorsa, genelde annenin çocuğun zararına davranışlarda bulunuyor olması, iyi bir gelecek sağlayamayacak durumda görülmesi veya çocuğa bakamayacak vaziyette olması ile mümkündür. Çocuğun velayeti konusunda hakimler tarafların duygularından çok çocuğun ihtiyaçlarını ve geleceğini düşünmektedir. Çocuğun Babaya Verilmesi Durumu Nasıl Mümkün Olur? Çocuğun anneden alınıp babaya verilmesi nadir bir işlemdir. Annenin sağlık durumunun kötülüğü, uyuşturucu kullanması, alkol alması, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini kötü yönde etkilemesi, çocuğa bakacak maddi ve manevi durumunun olmayışı dikkate alınarak velayet babaya verilebilir. Babanın Çocuğa Bakma Yaşı Mahkeme tarafından belirlenen velayette, çocukların bakımı, eğitimi ve korunmasından sorumlu olan kişinin borçları vardır. Babanın çocuğa bakma yaşının bitmesi reşit olması ile mümkündür. Ancak reşit olduktan sonra bile Yargıtay’ın verdiği karar doğrultusunda çocuğun eğitim hayatı sürdüğü sürece bakımının sağlanması gerekmektedir. Velayetin Değiştirilmesi Olası Mı? Çocukların velayeti konusunda en çok uğraşılan bir diğer konu ise velayetin değiştirilmesidir. Velayeti alan taraf, diğer eşe çocuğu göstermeyerek kaçırmaya çalışmaya durumunda çok sık rastlanan bir olaydır. Velayeti almayan eş mahkemenin belirlediği şekilde çocuğu görmektedir. Çocuğun kendisine gösterilmediğini öne sürerek dava açabilir ve velayetin değişmesini isteyebilir. HEMEN İLETİŞİME GEÇMEK İÇİN 0 541 485 92 48Boşanma, evlenme gibi doğal bir olay olarak kabul edilmektedir. Herhangi bir sebepten dolayı yollarını ayırmaya karar veren çiftler arasında oluşabilecek en büyük sorun ise çocukların velayetinin kime verileceğidir. Bu durum bazı aşamalarda oldukça büyük sıkıntıların gün yüzüne çıkmasına dahi neden olabilmektedir. Bununla birlikte bu durum yasalarla belirleniş standartlar arasında Yaş Arası Çocukların Velayeti2-3 yaş aralığında olan çocuk ya da çocukların velayeti anneye verilmektedir. Bunda 0-3 yaş arasında olan çocuğun tamamen anne bakım ve şefkatine muhtaç olmasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte eğer çocuk ya da çocukların hayatları için herhangi bir risk durumu mevcut ise o zaman velayetin babaya verilmesi mümkün yaş Yaş Arası Çocukların Velayeti0-3 yaş aralığında olduğu gibi 3-7 yaş aralığında ki çocuk ya da çocukların da anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğu kabul edilmektedir. 3-7 yaş aralığında ki çocuk ya da çocukların velayetinin babaya verilmesi için herhangi bir neden olması gerekmektedir. Bunlar arasında annenin çocuğa zarar vermesi, annenin sağlık sorunlarının bulunması ya da annenin çocuğa bakmaktan aciz olması gibi durumlar neden olarak Çağındaki Çocuğun Velayeti Kime Verilir?Okul çağına erişmiş olan bir çocuk ya da çocukların velayetinde yaş ön planda olmakla birlikte en büyük etken çocuğun yaşam kalitesine etki edebilecek imkanlar daha ağırlıklıdır. Çocuk ya da çocukların eğitim ve gelecek hayatıyla ilgili olarak en fazla imkana sahip olan tarafın velayeti alması daha ihtimal İLETİŞİME GEÇMEK İÇİN 0 541 485 92 48 SonraEğer çocuk annede bakılamayacak kadar kötü bir durum söz konusu ise, velayet babaya verilebilir. Anneni sağlık durumları çocuğa bakamayacak kadar kötü ise yine velayet babaya verilir. Annenin geliri çocuğun ihtiyaçlarını karşılamayacak durumda ise yine velayet babaya Annede olan velayet babaya nasıl verilir?2 Baba hangi durumda velayet alamaz?3 2 çocuğun velayeti kime verilir?4 Boşanmış baba Kaç yaşında çocuğu yatılı alabilir?5 Anne evlenirse velayet babaya verilir mi?6 Velayet babaya verilirse anne nafaka öder mi?7 Baba evlenirse çocuğun velayetini alabilir mi?Annede olan velayet babaya nasıl verilir?Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hakim , çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya hangi durumda velayet alamaz?Özel bir durum gelişmedikçe velayet anne ve babadan alınmaz. Evlilik birliği devam ettiği sürece velayet hem anne hem de babada kalacaktır. Özel şartlar oluşmadığı sürece bir yetişkin kabul edilmeyen çocuğun hakları, emekleri ne kadar olursa olsun anneanne, babaanne, dede, teyze, amca, hala gibi akrabalara çocuğun velayeti kime verilir?Çocuklar üzerinde velayet hakkı iki taraflı Anne ve Baba tarafından birlikte kullanılır. Anne ve baba velayetin yürütülmesi hususunda anlaşamazlar ise babanın reyi muteberdir. Çocuk küçükken anne ve babasının velayeti altındadır. Anne ve babanın biri ölmesi durumunda ise velayet sağ kalan kişiye baba Kaç yaşında çocuğu yatılı alabilir?Boşanmış Baba Kaç yaşında çocuğu yatılı alabilir? Boşanmış babaya velayetin verilebilmesi için çocuk, 2 ya da 5 yaş aralığında olabilir. 2 ve 5 yaş dönemi anne ile olan bağlılığın azaldığı bir dönem olduğu için bu dönemde mahkeme baba ile çocuğun kişisel ilişkisinin yatılı olarak kurulmasını evlenirse velayet babaya verilir mi?Velayeti alan anne tekrar evlenmiş olmasının tek başına velayetin değiştirilmesi için yeterli olmadığı. Yine burada üzerine durulan husus çocuğun menfaati babaya verilirse anne nafaka öder mi?Yargıtay'dan emsal karar Velayet babada ise anneler nafaka ödeyecek. Yargıtay, çocukların velayetinin babaya bırakılması halinde, annenin çocuklar için iştirak nafakasından sorumlu tutulacağına evlenirse çocuğun velayetini alabilir mi?TMK 183 maddesine göre boşanmış anne ve babanın başkasıyla evlenmesi velayetin değiştirilmesi nedeni olarak görmüştür. Tek başına YENİDEN EVLENME OLGUSU velayetin değiştirilmesini gerektirmez. Yeniden evlenen eş velayet görevini ihmal ederse velayetin değiştirilmesine karar verilmelidir. Velayeti Üstlenen Anne veya Babanın Tekrar Evlenmiş Olmasının Tek Başına Velayetin Değiştirilmesi İçin Yeterli Olmadığıİçerik Velayeti Üstlenen Anne veya Babanın Tekrar Evlenmiş Olmasının Tek Başına Velayetin Değiştirilmesi İçin Yeterli Annenin Velayet Görevini Kötüye Kullanmaması Görevini İhmal Ancak Çocuğun Menfaati Üstün Yararı Gerektirdiği Takdirde Velayetinin Velayetin Anneye veya Babaya Bırakılmış Olduğu Halde Annenin veya Babanın Başka Biriyle Evlenmesi Halinde Çocuğun Anneden Alınıp Babaya veya Babadan Alınıp Anneye Çocuğun Üstün Yararının Gözetilmesi1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ YARGITAY BAŞKANLIĞI 2. HUKUK DAİRESİ KARARI2 ÖZET3 KARAR Annenin Velayet Görevini Kötüye Kullanmaması Görevini İhmal Etmemesi Ancak Çocuğun Menfaati Üstün Yararı Gerektirdiği Takdirde Velayetinin Değiştirilebileceği Velayetin Anneye veya Babaya Bırakılmış Olduğu Halde Annenin veya Babanın Başka Biriyle Evlenmesi Halinde Çocuğun Anneden Alınıp Babaya veya Babadan Alınıp Anneye Verilemeyeceği Çocuğun Üstün Yararının Gözetilmesi TÜRKİYE CUMHURİYETİ YARGITAY BAŞKANLIĞI 2. HUKUK DAİRESİ KARARI Boşanma kararı ile birlikte ortak çocuğun velayeti davalı anneye verilip kesinleşmiştir. Mahkemece bu kez velayetin değiştirilerek, anneden alınıp babaya verilmesine karar verilmiş ise de; Toplanan delillerle annenin velayet görevini kötüye kullandığına veya ihmal ettiğine ilişkin bir delil elde edilememiştir. Velayeti üstlenen anne veya babanın tekrar evlenmiş olması; tek başına velayetin değiştirilmesi için yeterli değildir. Çocuğun menfaati üstün yararı gerektirdiği takdirde, velayet değiştirilebilir. Velayetin değiştirilmesinin çocuğun menfaatine olacağına ilişkin bir delil de mevcut değildir. O halde; velayetin değiştirilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde kabulü isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir. ÖZET Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Bu tür davalarda hâkim çocuğun üstün yararını gözetmelidir. Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gerekir. Velayet hakkı davalı annede olmakla birlikte, annenin yeniden evlenmesi üzerine müşterek çocuk davacı baba yanında kalmaya başlamıştır. Uzman bilirkişi raporu da çocuğun alıştığı ortamın değişmesinin uygun olmadığı ve kendi isteği de göz önüne alınarak velayetin babaya verilmesi gerektiği yönündedir. KARAR Kesinleşen boşanma kararıyla müşterek çocuk 1999 doğumlu K.’nın velayeti anneye bırakılmış, davacı baba tarihinde velayetin kendisine verilmesi için bu davayı açmıştır. Velayet düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “üstün yararı” Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1 dir. Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yaşamları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Toplanan delillerden velayet hakkı davalı annede olmakla birlikte, annenin yeniden evlenmesi üzerine müşterek çocuk K.’nın davacı baba yanında kalmaya başladığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde bulunan uzman raporu da çocuğun alıştığı ortamın değişmesinin uygun olmadığı ve kendi isteği de göz önüne alınarak velayetin babaya verilmesi gerektiği yönündedir. Av. Ahmet YILDIZ AGÂH Hukuk Danışmanlık & Arabuluculuk Velayet ; reşit olmayan çocukların haklarının tümünü ifade eden ve Türk Medeni Kanunu’nda altıncı ayrımda düzenlenen bir kurumdur. Türk Medeni Kanunu’nun 335 ve devamındaki maddelerde düzenlenen velayet, boşanma davalarında çoğu zaman temel sorunu teşkil etmektedir. Nitekim ayrılma aşamasında olan anne ve baba, çocuklarının geleceğini kendilerinin tesis etmesini arzu etmekte, buna binaen Aile Mahkemelerinden çocuklarının kendilerine verilmesini ve sorumluluklarının kendilerine bırakılmasını talep etmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 335. maddesine göre ; ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır, yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz’ denilmektedir. Madde metninin devamında da hangi şartlarda velayetin anne ve babadan alınacağı belirtilmiştir. Şayet anne ve baba evli ise velayet her ikisi tarafından birlikte kullanılacak, evli değillerse velayet anne tarafından kullanılacaktır. Tabii ki bir boşanma davası sürecinden geçilmiş olup bu dava neticesinde velayet babaya verilmiş ise bu takdirde velayet hakkı babada olacaktır. Velayet Hakkının Kapsamı Velayet, çocuğun yaşamsal hakları üzerindeki sorumluluğu tanımlamaktadır. Peki velayetin kapsamı nedir ve ne kadar genişletilebilir ? Türk Medeni Kanunu’nun 339. maddesine göre velayetin kapsamı şu şekilde ifade edilmiştir Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar. Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür. Ana ve baba olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar, önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar. Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terk edemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz. Çocuğun adını ana ve babası koyar’ denilerek madde metninde ve devamında önemli noktalara vurgular yapılmıştır. Eğitim Velayet altındaki çocuğun eğitimi de önemli bir husus olup bu hususun kimler tarafından gerçekleştirileceği de ailenin yükümlülüğündedir. Nitekim TMK’nın 340. maddesine göre ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar’ denilerek kanunkoyucu tüm sorumluluğun ana ve babada olduğunu kanunlaştırmıştır. Bunun yanı sıra çocuğun normal eğitiminin yanı sıra dini eğitiminde de sorumluluk yine ana ve babaya aittir. Çocuğun Temsil Edilmesi Bazı durumlarda çocuğun, 3. kişilere karşı hukuki ve yaşamsal zeminde temsili gerekmektedir. Nitekim henüz ergin olmayan çocuk, bazı durumlarda haklarını savunabilecek durumda ve bilgide olmayabilir. İşbu nedenle bazı platformlarda temsile ihtiyaç duyulmaktadır. Buna binaen Türk Medeni Kanunu’nun 342. maddesi bu hususu düzenlemiş olup şu ifadeleri kullanmıştır Ana ve baba, velayetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler. İyiniyetli üçüncü kişiler, eşlerden her birinin diğerinin rızasıyla işlem yaptığını varsayabilirler.’ Görüldüğü üzere bazı hukuki zeminlerde çocuğun işlem yapabilme ehliyeti yoktur. Bu noktada devreye velayet hakkına sahip anne ve baba girmektedir. Peki ergin olan çocuğun velayet altında iken aileyi temsil yeteneği söz konusu olabilir mi ? Türk Medeni Kanunu’nun 344. maddesi çerçevesinde bazı hallerde çocuk ailesi adına hukuki işlemler yapabilmektedir. Maddeye göre velayet altındaki çocuk, ayırt etme gücüne sahip ise ana ve babanın rızasıyla aile adına hukuki işlemler yapabilir; bu işlemlerden dolayı ana ve baba borç altına girer’ denilerek çocuğun aileyi temsil etme imkanı sağlanmıştır. Velayetin Kaldırılması Velayeti ana ve babada olan çocuğun çıkarlarının korunması bakımından hakim bazı hallerde velayetin kaldırılmasına karar verebilir. Bu sebepler Türk Medeni Kanunu’nun 348. maddesinde şu şekilde sıralanmıştır Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, özürlü olması, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması. Bu iki halin varlığı halinde esasen hakim öncelikli olarak bazı önlemler almakla yükümlüdür. Şayet hakim, alınabilecek önlemlerin yetersiz olacağına dair bir kanı içerisinde ise velayet ilişkisini önlem almadan da sonlandırabilecektir. Türk Medeni Kanunu’nun 348. maddesi de bu şekilde bir düzenleme getirmiş olup hakime bu hususta geniş takdir yetkisi verilmiştir. Çocuk için alınabilecek önlemler Türk Medeni Kanunu’nun 347. maddesinde iki ana başlık halinde sıralanmıştır. Koruma önlemleri ve çocukların yerleştirilmesi üst başlıkları ile düzenlenen önlemler şu şekildedir Çocukların Yerleştirilmesi Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş halde kalırsa hakim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir. Çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka çare de kalmamışsa, ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hakim aynı önlemleri Önlemleri Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hakim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır. Türk Medeni Kanunu’na buradan ulaşabilirsiniz. BOŞANMA DAVASI NETİCESİNDE VELAYET HAKKI Boşanma davalarında eşlerin uzlaşamadıkları konularında başında müşterek çocukların veya çocuğun velayeti gelmektedir. Nitekim eşler, çocuklarını diğer eşe vermemek adına gerekli hukuki ve sosyal girişimlerini sürdürürler. Fakat ülkemizde gerek yargı kararları gerekse de kanunlar neticesinde hangi hallerde velayetin kime verileceği hemen hemen anlaşılabilir bir husustur. Örnek vermek gerekirse ; henüz yetişme döneminde olan ve yaşı küçük olan çocukların velayet hakları çok yüksek oranla anneye verilmektedir. Nitekim küçük yaşlardaki çocuğun anne şefkatine ihtiyaç duyduğu kabul edilecek ve yetişmesinde annenin katkısının çok büyük olması gibi kıstaslar ele alınarak velayet hususu takdir edilecektir. Hakim, velayetin kimde kalması gerektiğini tayin ederken çocuğun çıkarlarını göz önünde bulundurmalı ve buna göre karar vermelidir. Nitekim velayet hakkına sahip olan ebeveyn yukarıda da bahsettiğimiz üzere çocuğun temel yaşantısına şekil verecek, hem eğitim hem de öğretim hususlarında tek söz sahibi olacaktır. İşbu nedenle velayet hakkının tayini çok büyük önem taşımaktadır. Fakat bugün ; yoğunluklu olarak anneye verilen velayet hakkı ancak ve ancak annenin kötü bir yaşam sürmesi halinde babaya verilmektedir. Buna ilişkin olarak verilmiş Hukuk Genel Kurulu kararı çok büyük önem taşımaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2010/683 K. sayılı Kararı şu şekildedir Taraflar arasında evlilik birliğinin davalı/karşı davacı annenin ağır kusuru ile son bulduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı açıktır. Ne var ki doğumlu T’nin yaşı dikkate alındığında annenin yakınlığına ve şefkatine muhtaç bir yaşta olduğu, benliğinin geliştiği bu yaşlarda ana yoksunluğunun derin izler bırakılabileceği gözetilerek velayetin anneye bırakılması uygun olacaktır. Öte yandan davalı/karşı davacı annenin çocuğa karşı kötü davranışı ve istismarı da kanıtlanamamıştır. Hal böyle olunca ; çocuğun ananın bakım ve şefkatine muhtaç olması yanında, ana ile kalmasının bedeni, fikri ve ahlaki gelişmelerine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı hiçbir delil bulunmadığı gibi hemen meydana gelecek bir tehlikenin de varlığı kanıtlanamadığından, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 182, 136/2. maddeleri uyarınca küçüğün babanın velayetine bırakılması çocuğun yararına olmadığına göre, aynı hususlara işaret eden ve Hukuk Genel Kurulunca benimsenen Özel Daire bozma ilamının velayete ilişkin 2 numaralı bendine uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usül ve yasaya aykırıdır. ’ Hukuk Genel Kurulu’nun vermiş olduğu karar velayet hakkına ilişkin çok büyük önem taşımaktadır. Nitekim bu karar incelendiğinde boşanmaya sebep olan olay ile velayetin birbirinden bağımsız sonuçlara gebe olduğu anlaşılacaktır. Yukarıdaki karar incelendiğinde boşanmaya sebep olan annedir. Fakat bu husus velayetin anneye verilmesine engel teşkil etmemektedir. Çünkü velayet hakkı karara bağlanırken mühim olan çocuğun çıkarları ve anne şefkatine ihtiyaç duyup duymamasıdır. Velayet hakkı ancak ve ancak annenin çocuğa karşı kötü davranışının ispatı ile el değiştirebilecektir. Boşanma davası ile ilgili detaylı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Velayet Hakkı Sahibinin Yeniden Evlenmesi Boşanma davası neticesinde velayet hakkı verilen anne veya baba yeniden evlenirse velayet hakkında bir değişiklik meydana gelebilir mi ? Kural olarak velayet hakkı sahibi anne veya baba, yeniden evlenmesi durumunda velayet hakkını kullanmaya devam edecektir. Şayet bu evlilik çocuğun yaşantısında olumsuz bir etki yaratacak ise ilgililer başvuruda bulunarak velayet hakkının kendilerine verilmesini veya çocuğa bir vasi tayin edilmesini talep edebilirler.

velayeti annede olan çocuğun babaya gitmek istememesi